Filtrele


Kategoriler
Marka Filtrele
Yayınevi Filtrele
Yazar Filtrele
Fiyat Filtrele
Virginia Woolf

Virginia Woolf

Virginia Woolf 25 Ocak 1882’de Londra’da dünyaya geldi. Babası  Sir Leslie Stephen'ın ve annesi Julia Duckworth’un beş çocuğu oldu. Babası bir tarihçi ve yazar, annesi ise hemşireydi ve aynı zamanda birçok ressama modellik yaptı.
Virginia Woolf’un Vanessa, Thoby ve Adrian adında üç kardeşi vardı. Babası ve annesinin ilk evliliklerinden Stella Duckwort, Laura Makepeace, Gerald Duckwort, George Duckworth ve Stephen adında beş çocuğu daha vardı.
Ailede erkek çocuklar okullarda eğitimini tamamlamıştı fakat kız çocuklar evde eğitim görmüşlerdi. Evlerinde büyük bir kütüphaneleri vardı ve aile iyi ve geniş bir çevreye sahipti. Babasının ilk eşi, ünlü yazar  William Makepeace Thackeray’ın kızıydı. Annesinin teyzesi ise dönemin ünlü fotoğrafçısı Julia Margaret Cameron’dı.
Annesi, Virginia on üç yaşındayken ağır bir hastalık geçirerek öldü. Annesinin ani ölümü Woolf’u çok etkiledi.
1904 yılında mide kanseri sebebiyle babasını kaybetti ve Woolf duygusal olarak tekrar zor bir dönemden geçti.
1905 yılında profesyonel olarak The Times Literary Supplement için yazmaya başladı.
1906 yılında ise 26 yaşındaki erkek kardeşi Thoby tifo hastalığına yakalandı ve hayatını kaybetti.
Babalarının ölümünün arından Hyde Park Gate’den Londra Bloomsbury bölgesine taşındılar. Woolf burada sanat eleştirmeni Clive Bell, yazar EM Forster, ressam Duncan Grant, biyograf Lytton Strachey, ekonomist John Maynard ile tanıştı.
Virginia Woolf Almanca, Yunanca ve Latince çalışmalarını sürdürdüğü Londra’daki King’s College’de birçok radikal feministle tanıştı.
10 Ağustos 1912 tarihinde Leonard Woolf ile evlendi.
1908 yılında tasarlamaya başladığı ilk romanı Dışa Yolculuk (The Voyage Out) 1915 yılında yayımlandı.
1917 yılında evlerine bir matbaa satın aldılar ve eşiyle birlikte Hogarth Press adında yayınevi kurdular.
I. Dünya Savaşı’ndan bir yıl sonra köy evine yerleştiler ve bu dönemde Woolf Night and Day (Gece ve Gündüz) romanını yayınladı. 
1922 yılında üçüncü romanı Jacob’s Room (Jacob’ın Odası) eşiyle birlikte kurdukları yayınevi tarafından yayınlandı. Jacob’ın Odası modernist edebiyatın ilk örneklerindendir.
Virginia Woolf’un en dikkat çekici romanlarından sayılan dördüncü romanı Mrs. Dalloway (Bayan Dalloway) 1925 yılında yayınlandı ve eleştirmenler tarafından tam not aldı. Bu kitabında feminizm, akıl hastalığı ve eşcinsellik gibi konuları ele aldı. Ayrıca bu kitap sinemaya da uyarlanmıştır.
1928 yılında To the Lighthouse (Deniz Feneri) romanı yayınlandı. “Okunması En Zor 10 Kitap” listesine giren bu kitap bilinç akışı tekniğiyle yazılmıştır.
Orlando: Bir Yaşamöyküsü kitabı ise Woolf için bir dönüm noktası sayılmaktadır. Orlando erkekken bir günde kadına dönüşen kahramanın olağanüstü öyküsünü anlatmaktadır. 
1929 yılında en bilinen eserlerinden olan Kendine Ait Bir Oda yayınlandı. Bu kitapta ise kadınların iyi bir yazar olabilmeleri için kendine ait bir odalarının ve ekonomik özgürlüğünün olması gerektiğini savunmuştur.
Virginia Woolf’un hayattayken yayınlanan son romanı “Yıllar”dır. 
Virginia Woolf başarılı bir kariyere rağmen hayatı boyunca ağır depresyon nöbetleri geçirdi. Virginia Woolf’un bir keresinde kırk sekiz saat aralıksız konuştuğu ve ressam kardeşi Vanessa’nın resim yaparken ayakta durmasından ilham alarak yazılarını ayakta yazdığı bilinmektedir.
Son romanı Between the Acts (Perde Arası) ’nı yazarken derin bir depresyona girdi. O sırada İkinci Dünya Savaşı devam ediyordu ve Virginia Woolf büyük bir umutsuzluğa kapılarak intihar etmeye karar verdi. 
28 Mart 1941 tarihinde Ouse Nehri’ne giderek hayatına son verdi.
İntihar etmeden önce eşine bıraktığı mektup:
 "Sevgilim, yine çıldırmak üzere olduğumu hissediyorum. Yaşadığım o korkunç anlara geri dönemem artık. Ve ben bu kez iyileşemeyeceğim. Sesler duymaya başladım. Odaklanamıyorum. Bu yüzden yapılacak en iyi şey olarak gördüğüm şeyi yapıyorum. Sen bana olabilecek en büyük mutluluğu verdin. Benim için her şey oldun. Bu korkunç hastalık beni bulmadan önce birlikte bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemezdim. Artık savaşacak gücüm kalmadı. Hayatını mahvettiğimin farkındayım ve ben olmazsam, rahatça çalışabileceğini de biliyorum. Bunu sen de göreceksin. Görüyorsun ya, bunu düzgün yazmayı bile beceremiyorum. Söylemek istediğim şey şu ki, yaşadığım tüm mutluluğu sana borçluyum. Bana karşı daima sabırlı ve çok iyiydin. Demek istediğim, bunları herkes biliyor. Eğer biri beni kurtarabilseydi, o kişi sen olurdun. Artık benim için her şey bitti. Sadece sana bir iyilik yapabilirim. Hayatını daha fazla mahvedemem. Bizim kadar mutlu olabilecek iki insan daha düşünemiyorum."
Virginia Woolf sözleri ve alıntıları
"En iyi yetiştirilmiş kadınlar zihinleri en uygar olanlardır." - Kendine Ait Bir Oda
''Eğer göz kamaştırıcı, engelsiz bir zihin varsa, diye düşündüm, yeniden kitap rafına dönerek, o da Shakespeare'in zihnidir." - Kendine Ait Bir Oda
"Her şeye rağmen sıcaktı güneş. Her şeye rağmen üstesinden geliyordu insan. Hayat bir şekilde, günleri birbiri ardına eklemenin bir yolunu buluyordu, her şeye rağmen." -Mrs. Dalloway

Liste

Sonuç Bulunamadı!

Farklı kriterler ile tekrar arama yapabilir ya da bir sorun olduğunu düşünüyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Kelepir365.com, web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanır. Daha fazla bilgi için tıklayın